30 Kasım 2016 Çarşamba

Nurhayat

Biz nakil ameliyatından çıktığımızda o belki de yüzünce kez diyalize giriyordu.Erken yaşta böbrek yetmezliği ortaya çıkmıştı.Bu nedenle eşi terk etmiş,öğretmenliği bırakmak zorunda kalmıştı.

Onu hiç görmedim,hiç konuşmadım..

Onun dertleri bizim dertlerimiz olmuştu.böbrek nakli için babası gönüllü olacağı vakit anası olacak şeytan bir rahatsızlık çıkarsa "bakmamakla" tehdit etmiş ,babasını vazgeçirmişti.Amcası olacak vampir vereceği böbrek için para istemişti. Ailesi olacak insanlar onun sayesinde devletten gelen yardım parası ile mobilyalarını yenilerken varlığının yükünü her zaman hatırlatıyorlardı. Her hikayesi ayrı can yakıyordu.Biz her seferinde insanların nasıl bu kadar zalim olabileceğini görüp kendi halimize şükrediyorduk.

Onu hiç görmedim,hiç konuşmadım..

Diyaliz dişlerinde,kemiklerinde sorunlara yol açmaya başlamıştı.En sonunda gözlerine vurmuş görme yetisi zayıflamaya başlamıştı.Hiçbir umudu yoktu.Hiçbir umudumuz yoktu.Annem kendisine yabancı bu kadın için dua ediyordu.Ablam , annem sayesinde ikinci kez doğduğu için hergün şükrediyordu.Karın diyalizine başlaması gerektiğinde ablama ağlayacak kadar kimsesizdi.

Ben onu hiç görmedim,hiç konuşmadım...

Ordu'da (sanırım) bir kaza olmuş.Ölen kişinin organlarını bağışlamışlar.O yedekteydi.Belki dedik,olabilir mi dedik,aman sakın birşey yeme su bile içme belli oluncaya kadar dedik..Asıl olan kişi beklememiş birşeyler yediği için ameliyata alınamamış yada korkmuş;bilemiyorum şimdi..Allahım! Ne sevinç..Avuç içi kadar bir organ için, bize yabancı bir kadının hayatı kurtulacağı için sevinçten koltuk tepesinde zıpladık.Biraz korku,biraz heyecan ve bolca dua ile ameliyat sonucunu bekledik.

Hemşire olan bir ablası varmış.Ameliyat sonunda o gelmiş nakil bölümünde refakatçi olarak.Bilirim ne zordur. Duyduğumda kendi zor zamanlarımız ve gecenin bir yarısı ağlaşmalarımız aklıma gelmişti ister istemez.Biz ne korku atlatmıştık.Şimdi herşey iyiydi!

Bolca su iç! İlaç zamanlarına dikkat et! Canın yanabilir tuvalete gittiğinde,önemli değil geçer! Artık ailesine ihtiyacı yoktu,kimseye eyvallahı yoktu artık.Belki mesleğine yeniden başlayacaktı.Artık bir böbreği vardı.Umut her zaman vardı.

Onu görmeme gerek yoktu,konuşmasam da olurdu...Hayatında bizi ailesinden daha yakın gören o kadın iyiydi ya!

Bugün ablam aradı.Sesi titreyerek,ağlayarak,hıçkırarak "Nurhayat öldü" dedi...Enfeksiyon olmuş..Birşey olmuş işte..Nasıl ölür? Herşey güzel olacaktı oysa..Yeni bir hayatı olacaktı.Bu kadar kötülüğün içinde güzel olan tek olay buydu..Kötü olanlar annesi, babasıydı,onlar ölsünlerdi;ama yok Nurhayat öldü..


Ne bir eşi ne de çocuğu vardı o kadının.Buzlanmış toprağa verdiler onu.Kadın olmanın zevkini bilemeyen o kadının bedeni buz oldu.Çocuk gibi ,hiçbir umudu kalmayan son insan gibi ağladım, ağladık. Çok fazla acı vardı,çok fazla haksızlık vardı ama yine de bu olmamalıydı!

Kimse hatırlamayacak onu.Bir süre sonra herkes unutacak adını.
Oysa o bizim vicdanımız olmuştu.
Onu hiç görmedim,hiç konuşmadım ..
O kadının adı NURHAYAT 'tı!!!
Bu dünyadan bir Nurhayat geçti...