20 Ocak 2017 Cuma

Christine Chubbuck

Bugün tesadüfen aşağıdaki internet içeriğine denk geldim.Canlı yayında intihar eden bir kadın.Buraya kadar belki de bipolar bozukluğu dahil pek önemsemedim ama yazıyı okudukça ve o kadında kendimi gördükçe (kelimenin tam anlamıyla) kendimden korktum ...Böyle bir cesaretim olabilir mi acaba? Günlük rutinim,kahkahalar, yapılması gereken işler arasında bir an sıyrılıp bunu yapabilir miyim acaba?

Florida yerel televizyon kanallarından Kanal 40'ta her sabah 9'da Succoast Digest adlı programı sunuyordu Christine.
Her şey yolunda gibi görünürken programın başlamasından 8 dakika sonra birden masasının altından 38 kalibrelik tabancasını çıkardı, sağ kulağının arkasına dayadı ve izleyenlerin gözü önünde tetiğe bastı.

Program ekibi bunun profesyonel bir şaka olduğunu sanmıştı. Oysa her şey şok edici bir şekilde gerçekti.

Teknik ekip önce ne yapacağını şaşırır. Daha sonra ekran karartılır. Sonra bunu da yeterli bulmayarak bir film yayınlarlar. Yayını izleyen insanlar, polisi ve kanalı aramaya başlar.
Tetiği çekerken "Kanal 40'ın sizlere en taze 'kan ve şiddet' haberlerini sunma politikası gereğince bir başka ilke daha canlı canlı şahit olacaksınız: İntihara teşebbüs." cümlesini kurmuştu Christine.
Hazırlayıp sunduğu sabah programı, o bölgedeki şiddet olaylarını konu alıyordu. Madde bağımlılarına, alkoliklere, aile sorunlarına, cinayetlere dikkat çekiyordu.
Televizyonda gösterilen şiddet olaylarından bıkmış usanmıştı Christine. Ama bir gün bu programda tanık olunan en kanlı olayı gerçekleştiren de ta kendisi olacaktı.
İntihar gününden üç hafta önce intihar üzerine bir program yapmaya  karar verir. Bu program için ziyaret ettiği polislerden intihar yöntemleri hakkında bilgi alır. Yaptığı bir söyleşide polis, Christine'e en etkili yöntemin ne olduğunu anlatır: 38 kalibrelik tabanca kullanarak şakak yerine kafanın arkasından kendini vurmak.
Üç hafta sonra aynı yöntemle intihar edecektir Christine.
Editörlerinden Rob Smith'e, intiharından bir hafta önce, silah satın aldığını ve kendini öldüreceğini mizahi bir dille anlatmıştır. Rob Smith sadece gülüp geçmiştir.
Haber yayın yönetmeni onun tuhaf mizah anlayışlı, nükteci ve biraz da sivri dilli bir kadın olduğundan bahsediyor. 29 yaşında olmasına rağmen bakire olduğunu açıkça söylemekten çekinmezmiş. Yine de uzun soluklu romantik bir ilişki kurma konusunda başarılı değilmiş ve bu konu onu fazla rahatsız ediyormuş.
Asla yaptığı işte iyi olduğunu düşünmez, her daim kendisinden şüphe duyarmış Christine. İş yerinde sürekli kendini ve yaptıklarını eleştirir, her konuda aşırı alçakgönüllü davranır, kendisine edilen iltifatları kabul etmezmiş. Hiçbir zaman hiçbir şeye uyum sağlayamadığını düşünürmüş.
1970'te aşırı doz almayı denemiş ama hayatta kalmış. Ailesi 'Chrissie huzur bulsun' diye depresyon tedavilerine yirmi yıl boyunca yüklü paralar harcamış. Ancak Christine kısa süreli düzelmeler dışında bipolar olarak yola devam etmiş.
Yayın yönetmeniyle sık sık tartışırlarmış. Yapmak istediği yenilikleri gerçekleştiremezmiş. Bu yüzden de yerel televizyondan kurtulup ulusal televizyonlarda çalışmak istiyormuş.
Bir gün bu fırsat ayağına kadar gelmiş; ulusal televizyondan bir yapımcı, Kanal 40'tan iki kişiyi kendi kanalına almış, üstelik onlar Christine kadar deneyimli kişiler olmamasına rağmen. Bu da Christine'i fazlasıyla etkilemiş.

Kasık bölgesindeki ağrı için doktora gittiğinde iki yıl içinde hamile kalmazsa, bir daha çocuk yapamayacağını öğrenmişti. Sağ yumurtalığı alınmıştı Christine'in. 29'unda olmasına rağmen bakire olan ve uzun soluklu romantik ilişkilerde iyi olmayan Christine için yıkıcı bir etki olmuştu bu.
.....



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder