30 larından sonra "evli-çocuklu-mutlu olma" sosyal statüsünde değilsen değişen insanlara yada tavırlara karşı sakinliğini korumak zorundasın.Tahammül edemediklerim ise bana yılın sabır taşı ödülünü kazandırmalı bence!
Daha düne kadar kırmadığı ceviz kalmayan cici kızlarımızın resmi sevişme belgesi aldıktan sonra "kutsal bakire"yi oynama zorunluluğu ve tüm flört eden çiftlere karşı "ilişki uzmanı" kesilmeleri
Hayatında yumurta kırmamış kadınların "desperate housewifes" pozları
Ayşe olsun Fatma olsun; bir birey olarak şu hayatta bir birey olamamış, ideali ,inancı olmayan kadınların kimlik bunalımı sonucu "bir eş","bir anne" olma acelesinden sonra düştükleri bunalıma sizi de sürüklemeleri
Sıfır tatmin evliliklerinde "doyuma" ulaşmak için dillerinin çatallaşması
Evlenmeden önce sanki her hafta sonu dağ yürüyüşü,sergi gezmesi,konsere gidiyormuş gibi "ben senin gibi bekar olsam hayatımı yaşardım" tarzı ucuz hayat dersleri.En kötüsü de diyemiyorsun ki;"Seni bekarken de tanıyordum.En büyük aktiviten avm dolaşıp kahve diyarına gidip kahve içip erkek kesmekti"
Bırakın evlendikten sonra; ANNE olduktan sonra bile "ben" olmayı bir kenara bırakamayan,BİZ olmayı seçemeyen bencil sürtüklerin size evlilik nasihatları vermeleri
"Evli" olmak ayrı bir habitat tamam;orasını biliyoruz.Amma velakin oraya ait olmayan tüm kadınlar neden gözünüzde potansiyel "kocamı kapaklayacak sürtük" katagorisinde?? Niye öyle? Senin leş gibi herifini sen beğenmiyorsun ben ne yapayım?
Eğer bir birey olarak hayatınızla ilgili karar veriyorsanız yada adım atıyorsanız;mesela benim gibi ev alıyorsanız vay halinize..O ev alma mutlaka ama mutlaka bir şekilde "evlenince ne olacak" veya "kocan ne alacak" ile şekillendiriliyor.Yahu hayat böyle bir şey mi? Bunları düşünerek mi yaşıyorsunuz? Bu nasıl bir mantık? Daha hayatımda olmayan bir adamın bana "alacakları" üzerine mi yaşamımı kuracağım.Bu ne kahpelik!
Yukarıdakileri en kibar dilinle anlatmaya çalıştığında ise "e ama hayat öyle değil güzeliiiim" diye başlayan dudak büzmeleri ise suratlarına iki tane çakma isteği uyandırmıyor değil.
Nedir yani kuralı? Sürekli oyun mu oynamalıyım? Kafam çalışırken aptal mı olmalıyım? İçimden gelerek,sevgiyle yemek yapmak yerine kıytırık bir makarna pişirerek bile "mazlum ev kadını" rolü mi çakmalıyım? Tertipli ,düzenli yaşamayı öğrenememiş bu tip bünyeler için "ev temizliği" demek "saçımı süpürge ettim" demek mi olmalı?
Her istediğini elde etmek için vajinasını mı kullanmalı yani? Yada bir ceza aracı olarak!! Sen ki çocuk sevmeyen bir kadınsın; çocuk doğurunca tek doğuran kendisiymiş gibi "anayım beeen" triplerine ne ara girdin?!
İşin acı yanı da var tabi.HAKLI OLMALARI! Yani nispeten haklı olmaları.Aslında değiller tabi ki ;ama çevreme baktığımda erkeklerin söyledikleri ile seçimleri arasında dağlar kadar fark olduğunu gördüğümde bu kanaata vardım.
Özü sözü bir kadın istiyorlar ama türlü numaralar çeviren kadınların peşinden gidiyorlar.
Doğal güzellikten, doğal bir giyinme tarzından bahsedip nerede en süslü ,en tribüne oynayan tipler var onlarla beraber oluyorlar.
Bizi anlayın diyorlar ama yaşamlarında ne olup bittiği ile zerre ilgilenmeyen (sadece -mış gibi yapan) kadınların çevresinde pervane oluyorlar.
Sürekli ama sürekli oynayan ,trip atan, erkek tarafından "bu neydi şimdi?" denilen türlü tuzaklar kuran (bu arada o kafalar nasıl çalışıyor ben bile korkuyorum,ona ayrı bir yazı yazmam gerek) kadınlara bildiğin aşık oluyorlar.Ne istediğini pat pat söyleyen,rahatsız olduğu bir durumu açık yüreklilikle dile getiren kadın ise (ben yani) arıza veyahut uyumsuz oluyor en hafif şekli ile.
Nerede hata yapıyorum? Mutlu olmak bu kadar zor olmamalıydı.Çok mu seçiciyim? Çok mu sorguluyorum? Gerçek bir kadın olmak böyle birşey olmamalı. Gerçeğe karşı tahammülsüzlük mü yoksa sadece hazımsızlık mı bilemiyorum.Bildiğim şey (eğer gerçekten öyleler ise) yaşadıkları mutluluğu kıskanıyor olmam.Adaletsizlik mi dersin?
Daha düne kadar kırmadığı ceviz kalmayan cici kızlarımızın resmi sevişme belgesi aldıktan sonra "kutsal bakire"yi oynama zorunluluğu ve tüm flört eden çiftlere karşı "ilişki uzmanı" kesilmeleri
Hayatında yumurta kırmamış kadınların "desperate housewifes" pozları
Ayşe olsun Fatma olsun; bir birey olarak şu hayatta bir birey olamamış, ideali ,inancı olmayan kadınların kimlik bunalımı sonucu "bir eş","bir anne" olma acelesinden sonra düştükleri bunalıma sizi de sürüklemeleri
Sıfır tatmin evliliklerinde "doyuma" ulaşmak için dillerinin çatallaşması
Evlenmeden önce sanki her hafta sonu dağ yürüyüşü,sergi gezmesi,konsere gidiyormuş gibi "ben senin gibi bekar olsam hayatımı yaşardım" tarzı ucuz hayat dersleri.En kötüsü de diyemiyorsun ki;"Seni bekarken de tanıyordum.En büyük aktiviten avm dolaşıp kahve diyarına gidip kahve içip erkek kesmekti"
Bırakın evlendikten sonra; ANNE olduktan sonra bile "ben" olmayı bir kenara bırakamayan,BİZ olmayı seçemeyen bencil sürtüklerin size evlilik nasihatları vermeleri
"Evli" olmak ayrı bir habitat tamam;orasını biliyoruz.Amma velakin oraya ait olmayan tüm kadınlar neden gözünüzde potansiyel "kocamı kapaklayacak sürtük" katagorisinde?? Niye öyle? Senin leş gibi herifini sen beğenmiyorsun ben ne yapayım?
Eğer bir birey olarak hayatınızla ilgili karar veriyorsanız yada adım atıyorsanız;mesela benim gibi ev alıyorsanız vay halinize..O ev alma mutlaka ama mutlaka bir şekilde "evlenince ne olacak" veya "kocan ne alacak" ile şekillendiriliyor.Yahu hayat böyle bir şey mi? Bunları düşünerek mi yaşıyorsunuz? Bu nasıl bir mantık? Daha hayatımda olmayan bir adamın bana "alacakları" üzerine mi yaşamımı kuracağım.Bu ne kahpelik!
Yukarıdakileri en kibar dilinle anlatmaya çalıştığında ise "e ama hayat öyle değil güzeliiiim" diye başlayan dudak büzmeleri ise suratlarına iki tane çakma isteği uyandırmıyor değil.
Nedir yani kuralı? Sürekli oyun mu oynamalıyım? Kafam çalışırken aptal mı olmalıyım? İçimden gelerek,sevgiyle yemek yapmak yerine kıytırık bir makarna pişirerek bile "mazlum ev kadını" rolü mi çakmalıyım? Tertipli ,düzenli yaşamayı öğrenememiş bu tip bünyeler için "ev temizliği" demek "saçımı süpürge ettim" demek mi olmalı?
Her istediğini elde etmek için vajinasını mı kullanmalı yani? Yada bir ceza aracı olarak!! Sen ki çocuk sevmeyen bir kadınsın; çocuk doğurunca tek doğuran kendisiymiş gibi "anayım beeen" triplerine ne ara girdin?!
İşin acı yanı da var tabi.HAKLI OLMALARI! Yani nispeten haklı olmaları.Aslında değiller tabi ki ;ama çevreme baktığımda erkeklerin söyledikleri ile seçimleri arasında dağlar kadar fark olduğunu gördüğümde bu kanaata vardım.
Özü sözü bir kadın istiyorlar ama türlü numaralar çeviren kadınların peşinden gidiyorlar.
Doğal güzellikten, doğal bir giyinme tarzından bahsedip nerede en süslü ,en tribüne oynayan tipler var onlarla beraber oluyorlar.
Bizi anlayın diyorlar ama yaşamlarında ne olup bittiği ile zerre ilgilenmeyen (sadece -mış gibi yapan) kadınların çevresinde pervane oluyorlar.
Sürekli ama sürekli oynayan ,trip atan, erkek tarafından "bu neydi şimdi?" denilen türlü tuzaklar kuran (bu arada o kafalar nasıl çalışıyor ben bile korkuyorum,ona ayrı bir yazı yazmam gerek) kadınlara bildiğin aşık oluyorlar.Ne istediğini pat pat söyleyen,rahatsız olduğu bir durumu açık yüreklilikle dile getiren kadın ise (ben yani) arıza veyahut uyumsuz oluyor en hafif şekli ile.
Nerede hata yapıyorum? Mutlu olmak bu kadar zor olmamalıydı.Çok mu seçiciyim? Çok mu sorguluyorum? Gerçek bir kadın olmak böyle birşey olmamalı. Gerçeğe karşı tahammülsüzlük mü yoksa sadece hazımsızlık mı bilemiyorum.Bildiğim şey (eğer gerçekten öyleler ise) yaşadıkları mutluluğu kıskanıyor olmam.Adaletsizlik mi dersin?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder