25 Aralık 2018 Salı

Bu da bitti...

2018 ilginçti..

Kiralık hayatım bitti;borçlu hayatım başladı.Yani ev aldım.Kendine ait bir ev ile bir süre eski alışkanlıklar devam etse de yıl ortasına doğru nihayet BANA AİT kavramı ile hayatımda da düzenlemeler yapabildim.

Kötü cildim için uzun süren bir tedaviye başladım ve istikrarlı davranabildim. Cildim düzeldi

Daha iyi beslendim,kilo verdim ;vermeye devam ediyorum

Alış veriş bu yıl sadece cilt ürünleri için geçerli oldu ve gereksiz hiçbir şey almadım.

İşletmede yalnız kalmanın verdiği sorumlulukla daha fazla şey öğrendim.İdarecilik ve yöneticilik kavramları benim sandığımdan (en azından olması gerektiğini düşündüğümden ) çok çok farklı işliyormuş.Ziyan yok bunu da öğrendim.Ancak maaşlar konusunda bulunduğum pozisyon nedeniyle edindiğim bilgiler midemi ekşitmedi değil. Benden kat kat fazla alan adamların pişkince isyanları ve benim çalışmamı kıyasladığımda (doğal olarak) az ve öz çalıştım (bu kibarca söyleme şekli) . Benimle direkt ilgili olmayan hiçbir konuda yorum yapmıyorum,yaptığımı da satıyorum.Benden fazla maaş alan işçi/formen mi olur lan?!!  İdarecilik konusunda hala öğrenmem gereken şeyler var ama en önemlisi bir işverenin "sorumlu" tuttuğu kişiyi o sıfata uygun davranması. Bu olmadıktan sonra sen istersen özel güçlere sahip ol "iş yaptırabilme" kabiliyetin (yada imkanın) sınırlı kalıyor. İş konusunda da artık kesinlikle kimseyle kavga etmiyorum (en azından gereksiz yere) .Uygun cümleler,uygun zamanlarda söyleniyor ;hepsi bu. Zaman zaman bu yaptığım vicdanımı rahatsız etse de ,iş yapmayanın yapmayanını müdür sıfatı verirse iş veren veya maaş dağılımında batırırsa ,"idareci" dediği mühendis de böyle yapar.Üzgünüm (değilim tabi ki!). Her şeye ve herkese o kadar koşturuyormuşum ki;kendime tembel dediğim zamanlar da dahi, biraz elimi çekince telefonlar çalmaya başladı. İnsanlar kendi görev bilinci ile yada zorunlu oldukları iş konularında dahi yönetilmek ve yönlendirilmek zorundalar ve bunu bu şekilde görmek ilginçti.Ancak kendimi biliyorum yine duramam ben koşturmaya devam ederim;kontrolü seviyorum sanırım:)

Kıskandığım (öyle sandığım) insanların kendi içinde nasıl bir riyakarlık ve inkar dünyasında yaşadıklarını görünce biraz olsun kendi kendimle barıştım.

Geçmişe ait kavgalarım,haksızlıklara kafayı takmamak için meditasyon yapıyorum (benim gibi salt mantık delisi birine komik geliyordu ama işe yarıyor)

Uzaktan da olsa,bazen tutkuyu hissetmek iyi geldi..Bu yıl biraz daha sosyalleşmeye çalışacağım..

Bana iyi gelmeyen kimselerin yanında durmadığımı fark ettim.Kendimi o kadar uzun süre şartlamışım ki artık direkt uzaklaşıyorum bu ortamlardan/insanlardan..

Çok eskide kalan,çok sevdiğim birisinin sesini yeniden duydum.

Ablam yeniden kötüleşiyor diye çok korktum.Elimdeki hazinem, ablam,kardeşim,en iyi arkadaşımın başına artık kötü şeyler gelsin istemiyorum.bu yıl biraz da onun ruh sağlığı için uğraştım.Geçirdikleri yüzünden söylemese de içinde nasıl bir isyan olduğunu tahmin edebiliyorum..

Tüm arkadaşlarımı (bu kategori önemli) ihmal etmeden aradım bu yıl.İyi/kötü günlerinde yanlarında oldum..

İş çevresinden bir yakın arkadaşımın düğününde kıskançlığım nedeniyle neredeyse ağlayacaktım. İçimdeki o saf hayal kırıklığı ve isyanla tanıştım.O ak pak karşımda duran kıskançlıkla gözlerim doldu; herkes çok mutlu olduğumu sanırken...Bu mutluluğu neden ben yaşayamadım kıskançlığıydı..Hiç bir şey göründüğü gibi değil oysa ki..Sonradan anladım...Kıskandığın şeyler sonradan şükürler olsun ki olmamış dedirtebiliyor..

Kendi olumsuz taraflarımla yüzleştim.Hoş bir karşılaşma değildi ama yapmak zorunda olduklarından kaçamıyorsun..

Bu sene daha çok kitap okudum;devam ettirebilirsem ne mutlu..

Nihayet gözlüklerimi değiştirdim (çok para gitti ya)

Sigarayı azaltsam da hala bırakamadım

Arada halen kendimi üzgün hissediyorum,sanırım bununla da barışmayı öğreniyorum.Zaman zaman yine dipte hissediyorum.Bir nefesle yukarı çıkmaya çalışıyorum her zamankinden farklı olarak.

Hala bir sevgilim yok:/ Seks de yok :/:/ Biraz şey gibi oldu..hımm..neyse yorum yapmicim..!! :))


Böylece geçti bitti diyelim mi? Hadi  2019 ,sana da hiç hazırmışım gibi gelmiyor ama ne sürprizler hazırladın bana
bakalım?! :)











15 Aralık 2018 Cumartesi

Bazen üzgün hissedersin;belki de çoğu zaman..Depresif olabilirsin..Kendini böyle de tanımlayabilirsin..

It's fine..It's ok..It's all okey..


4 Aralık 2018 Salı

Adam gibi adam yok (mu gerçekten?)

            Geçenlerde sırf evlenmek için evlenen bir arkadaşımı ziyaretim sonunda aklıma geldi bu. 30 lu yaşların ve kendisine olan ilgiden,isteklerinin yerine getiriliyor olmasından dolayı "evli olmak" için evlenmişti ve şimdi yeni kimliği ve yeni evi ile o kadar meşguldü ki bir sene öncesi ona asır gibi geliyordu (hala buna şaşıyor olmamalıyım ama şaşırıyorum)Ona göre adam gibi adamdı ve ben kimseyi beğenmiyordum.Peki bana göre adam gibi adam kimdi? Kendi kıstaslarında (olumlu yahut kaçırılmayacak parça) uygun kişiyi neden beğenmiyordum?
  • Ben ki çalışma hayatının ne zor olduğunu ,erkeklerin içinde çalışan birisi olarak neleri göğüslemem gerektiğini öğrenmiş birisiyim (çalışma  hayatında kadın olma kartını oynamayacağım ama cidden zor) ve buna rağmen en az şikayetle çalışıyorum. Buna karşın hayatın her alanında işinden,çevresinden vs vs şikayet eden adamları istemiyorum...
  • Eskiden beri para biriktirme huyum vardı.Her zaman hesabımı bir şekilde bildim.Evimi aldım,en iyi yerlerde yemeğimi yedim,tek başıma tatile de gittim.Bunun yanında 30 larına gelmiş bir erkeğin hiçbir birikimi yoksa ve bir şekilde ailesinden destek bekliyorsa (ciddi konularda tabi ki aile destek verebilir ama bir zahmet kredi kartı borcunu öde) o adam SORUMLULUK sahibi bir eş olmaz canım,O-LA-MAZ!. Evlilik onun için zincirlere vurulmak olur sadece.
  • Birini çok çok severek ,aşık olarak evlenemeyebilirsin! Bence gayet doğal bir durum bu.Önemli olan aynı frekansta olmak.Bazen sevgi hiç beklemediğin şekilde ortaya çıkabilir.Sevgi zannettiğin ise karşı tarafın saygısızlığı,özensizliği yada şiddetiyle çok kısa sürede yok olup gidebilir.
  • Çorabının yerini bilmeyen bir adam bana KADIN DEDİĞİN YERİNİ BİLECEK diyemez!Üzgünüm ama diyemez!
  • Evli bayan arkadaşlarımın konuşmalarını dinliyorum (evet herşeyi konuşuyorlar) .Nasıl kısa süreli olduğundan,canlarının acıdığından,pis kokmalarından...şimdi bunlar karşılıklı tatminsizlikler de olabilir.Yani belki bir kısmı kadından kaynaklı sıkıntılar da olabilir ama çoğunluk böyle!Bu konuda ahkam kesebilecek son kişiyim tabi ki ama şöyle bir şey düşünüyorum.Eğer bu kadınlar "kadın" olarak mutlu edilemiyorlarsa dilleri çatallaşıyor,kimse mutlu olmasın istiyorlar yada evde huzursuzluk çıkıyor en basitinden (her şey yolundayken sırf kendi istediği olsun,dizginleri elinde tutmak için huzursuzluk çıkaran kadın da var ;o ayrı). böyle bir evliliğim olsun istemezdim.
  • Evlendiğinde bir de yukarıda bahsettiğim bir güç savaşı olduğunu görüyorum genellikle.Benim ailem senin ailen gibi saçma sapan yerlere varacak savaşlar hem de! Buradan başlayarak taktikler,oyunlar, kandırmacalar, trip atmalar başlıyor...Düşünüyorum da sürekli böyle bir ortamda olmayı kim ister ki?!
  • Evlendiğin zaman artık BEN olmaktan çıkıp BİZ oluyorsun ;burası tamam! Ancak kendime ayırabileceğim ufacık bir zamanım bile kalmıyorsa ve %100 O'nun annesi olursam ne olur? Ki maalesef yemekten sonra kendi tabağını bile kaldırmaya üşenen o kadar çok erkek var ki..Aslında bunun için onlar suçlu değiller;anneleri suçlu çünkü öyle yetiştiriyorlar. "Aman oğlum bir şeye dokunma ben yaparım,ben ütülerim,ben yediririm". Bu örneğe çok benzeyen iki erkek kuzenim var.Biz kızlar her şeyi kendimiz yapmışken bu paşalar böyle şımartıldığı için 30 larında hala babaları tarafından destek görmeden yaz tatiline bile çıkamıyorlar! Acınası bir durum..
  • Evlenen çiftlerde gördüğüm bir durum var. Adamlar ister halı saha maçı olsun ,ister maç izleme olsun veya benzer başka sebeplerle erkek erkeğe(!) akşam dışarı çıkabiliyorlar ama kadınlar hep evde ,hep ama!!! Belki ilk bakışta çok normal ,ne var bunda diyebileceğin birşey ama o adam bir şekilde stresini atabiliyor sen ise evde yalnız veya çocuklarla oluyorsun yine..  
İstisnalar vardır elbet;kocasına kök söktüren kadınlar gibi ;aldatan kadınlar gibi (her türlü aldatma) yada eşini kullananlar (soy adını,gücünü,parasını kullananlar ki bu da bir çeşit aldatma oluyor) ama çoğunluk gördüğüm durum bu olunca o çok istediğim MÜŞTEREK HAYAT ARKADAŞLIĞI en büyük fantezi olarak kalıyor!