25 Aralık 2019 Çarşamba

Geri sayıma girerken..

Son yıllara baktığımda belki de en verimli yılım olmuş 2019..

Çok takmamayı öğrenmişim mesela , vazgeçtiğim insanlar olmuş, daha politik davranabilmişim, daha sağlıklı bir hayat sürmeyi seçmişim. Bana kendimi kadın olarak hissettiren bir adam olmuş (demek ki frijit değilim, ilginç ve güzel bir tecrübeydi), sporun ve düzenli cilt bakımının faydalarını görmeye başlamışım. Artık istesem de evi dağınık bırakamıyorum yada yüzümü temizlemeden,bakım yapmadan yatmıyorum. dışarıdan yemek söylemeyi bırakmışım;yeni tarifler deneyerek mutfağı kullanmayı sevmeye başlamışım. Bunlar güzel yanları olmuş.

Bir de hala kendimi güçsüz hissettiren kişiler, olaylar olmuş hep.. İşimi bir şekilde değiştirmem gerekiyor yada en azından departmanı; burada kaldıkça güçsüz olmaya devam edeceğim ve buna daha ne kadar katlanabilirim yada bu benden neler götürmeye başlar bilmiyorum. Bazı insanlara tahammülüm kalmamış. Derler ya,enerji emiciler.. Saçma hayatlarındaki saçma dramalarını istemiyorum. Bana anlatsınlar istemiyorum..Artık farklı şeyler söylemek zamanı gelmiş gibi hissediyorum. Alışılagelmiş konuşmalar o kadar uzak geliyor ki gözlerim açık uyumayı öğrenmiş gibiyim. Bende bir şeyler değişmeye başlamış artık; bir çeşit kopuş bu..Nereye gider neler getirir bana onu tabi bilemem ama deneyimlemek için heyecanlıyım. Galiba artık o korkak küçük kız değilim...

5 Eylül 2019 Perşembe

05.09.2019

Artık birisi tarafından sevilme yada birisini sevme olasılığının sıfıra indiğini görmek.Çok acı! Hiç umut yok. Samimi bir sohbet,güven duygusu ve içtenlik benden uzaklaştı.İstediğim o tutkuyu karşılıklı olarak yaşayamadım. Çok sevildim,çok sevdim,çok acı çektim diyememiş olmanın verdiği eziklik..Kötüymüş...

Bunu böyle kabul edip hayata devam etmekten başka şans da yok,ne yapalım..

18 Ağustos 2019 Pazar

Nasıl yani??

Bu zamana kadar beni ,hayatımı bir noktaya kadar merak etmiş sadece birkaç kişi biliyor hiç ilişkim olmayışını..Çoğu belki de (büyük ihtimalle) yalnız yaşadığım için vur patlasın çal oynasın bir hayatım olduğunu düşünüyorlar..Hep aynı soruyu duyuyorum; NASIL YANİ?

"Hiç mi olmadı (hıhı azıcık ucundan oldu;o nasıl soru öyle), hiç mi sevmedim (sevince direkt oluyorsa iyi), hiç mi istemedin (taş mıyım ben), hiç mi teklif edilmedi (onlarca kez ama sırf ilişkim olsun diye onlarla çıkamazdım), ortandan çatlamış olman lazım (bunu söyleyen hanım arkadaşa buradan tekrar selamlarımı(!) yollayıp söylüyorum ki hayır çatlamadım)..."

Evet ben eğlenceli bir insanım,içimde sakladığım bir sevgi ve yaşamak istediğim bir kadınlığım var ve evet maalesef yalnızım . Birinden hoşlanmak sorun değil ki zaten şu an bile hoşlandığım bir kişi var. Sorun doğru kişi olmayışı. Sorun benim genelde bu hoşlanma eylemini kendi kendime yaşamam.Her konuda sonuna kadar gidebilirim ama ilişkiler konusunda ne o kadar kafam çalışıyor ne de cesaretim var.Reddedilme duygusu korkunç bir şey. Daha da kötüsü beni anlayan bir erkek yok.En üzücü kısmı da bu!

7 Ağustos 2019 Çarşamba

Sevgili Anneciğim

O zamanlar daha liseye başlamış büyüme sancılarıyla dolu bir kız olarak anneme doğum günü sürprizi yapıp ona mektup yazmıştım. E tabi,ben ki burslu okuyan bir kızdım ;ne alabilirdim ki? O zamana kadar gördüklerim,duyduklarımla tüm şahit olduklarım ve annemin duruşu ile şekillenmişti tüm kelimeler... Çok uzaklardan sanki onu ona anlatan bir yazıydı aslında.Mektubu ona okumayı bitirdiğimde gözyaşları içinde "sen kesinlikle bir yazar olmalısın" demişti..Evet mühendis olmak ilk tercihim değildi;her zaman hikaye yazarı olmayı istemiştim (hala istiyorum)..

Şimdi ona yeni bir mektup yazmak istiyorum. Bunları ona söyleyemem belki (çünkü hemen konuyu değiştirir) ama burası benim yerim ve burada özgürüm..

Sen harika bir kadınsın,her zaman öyleydin. Üniversite bitirmiştin,güzeldin hem de çok güzeldin ;hala öylesin. Zariftin,kibardın..O dönemde her erkeğin evlenmek isteyeceği bir kadındın.Eminim sen de farkındaydın ki babamla ,belki de o dönem öyle gerektiği için,evlendin. İstediklerine hiç bir zaman ulaşamadın. Sen aslında çok hırslıydın,yönlendirmeyi çok seviyordun. Evlendiğin adam sana prensesler gibi davranmalıydı bu yüzden; ancak hiçbir şey istediğin gibi gitmedi, öyle değil mi?

Belki iki kızın da evliliğini kurtarmak adınaydı ;zaman zaman bunu ablamla konuştuğumuzu bile bilmezsin sen. Harika çocukların vardı ve senin belki de sıkıcı hayatındaki yeni projelerin gibiydi. Belki de babamın duyarsızlığından bizlere sığınmıştın. Bizleri mükemmel yetiştirdin,sinir bozucu derecede mükemmel.
Sigara içtiğimi ilk öğrendiğinde yüzüme tiksintiyle bakıp "beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattın" demen ilk başarısızlığındı aslında.Sonra ne kadar başarılı olsam da yetmedi,değil mi? En yakın kuzenimi örnek gösterdiğimde ama o erkek demiştin. "AMA O ERKEK" !! Senin için sigara içen kadın hafif kadındı çünkü . Nedeni sağlıksız olması bile değildi ;önemli olan nasıl gözüktüğü.  Sen tüm okumuşluğun ve görgün arkasında ataerkillik içine sıkışıp kalmıştın. Ev hanımı olmakla- çalışan kadın olmak arasında kalmıştın.Senin kafandaki kadın asla küfür etmezdi,sinirlenemezdi,kontrolünü kaybedemezdi,saçları dağınık olamazdı,sigara içemezdi,en güzel yemekleri yapmalı , ütüsü jilet gibi olmalı ve gün arkadaşları arasında aranılan biri olmalıydı.Tüm iltfatları almalıydın. Senin yanında ablamla her zaman kendimizi yanında dolaştırdığın küçük besleme kızlar olarak görürdük. Ablamla bunu yıllar sonra ikimizin de fark etmiş olduğunu anlayarak birbirimize söylediğimiz anı hatırlıyorum, o nasıl kötü bir andı. Sana fiziksel olarak hiç benzemediğimiz için hep bir kırıklığımız vardı. Ama sen de bize hiç güzel kızlarım demedin ki. Şimdi düşünüyorum da bizi asla sahip olamayacağımız güzellik için eleştirirdin. Kafandaki o kadın olmadığımız için hep ince ince eleştirirdin. Burun kıvırmaların,göz devirmelerin yetiyordu. Bizden başka kızlara iltifat etmenden nefret ettim hep. Bu nedenle hiç kendimi güzel bulmadım;bana güzelsin diye iltifat eden erkeklerin hep başka amacı olduğunu düşündüm.

Sana çok teşekkür ediyorum.Sen çalışmasaydın,didinmeseydin bizler okuyamazdık ama keşke erkeklere düşman olarak yetiştirmeseydin. Keşke eğlenmek kaçak yaptığımız bir şey olmasaydı. Keşke başarılı bir kadın olmaktan önce mutlu bir insan olmayı öğrenseydik. Önceliğimiz hep okuldu,sonra iş,sonra iş hayatındaki başarıydı..Sonra birden bire bize evlilikten bahsetmeye başladın;çünkü sıra ona gelmişti.Senin takdirini,olurunu almak için o kadar çalışıyorduk ki ..Üstelik o iş hayatları bir kızının sağlığına diğerinin bomboş hayatına sebep oldu. Üstüne üstlük o başarılar gün geldi tıkandı. Neden biliyor musun? Çünkü sadece sorgusuz sualsiz çalışırsak başarılı oluruz sanıyorduk. Soru sormadık,karşı çıkmadık,emeğimiz için sesimizi çıkarmadık. Mutlak bir itaatle çalıştık. Bütün önermelerin yanlıştı ve sonucun hüsran olması seni de şaşırttı değil mi? Bunu da beklemiyordun.
Bizlerin hiç arkadaşı olsun istemedin;kimse yeterli değildi.Kötüydüler,köylüydüler,pislerdi vs vs..Belki sayende yanlış insanlara bulaşmadık ama insanları da tanıyamadık..Bizim dışımızdaki tüm kızları eğlenmeleri,süslenmeleri için teşvik ederken bizi hep kendi küçük askerlerin gibi giydirirdin. Oturuşumuz,nezaketimiz,yemek yeme şeklimiz her şey öğretilmişti bize..İçimizden geldiği gibi davranmak için çok geç kaldık..
Hep rica etmek zorundaydık.Belki bu yüzden hep garanti insanlar olarak görüldük ve bu büyük bir haksızlıktı.


 
Bizi çelik gibi yetiştirdin. Evde yalnızdık,yalnız başımıza yaşadık ve evet kimseye ihtiyacımız kalmamıştı. Öyle ki hep böyle olacak sandın ama olmadı değil mi? Kızlarından biri ölüyordu ve evet sen yetişmeseydin ,sen yine bir parçanı verip hayata döndürmeseydin belki de ölmüştü.O zamanlar öyle gelmiyordu ama hastalığından sonra babamla beraber acaba bizim yüzümüzden mi oldu demediniz mi? Sırf sizin kriterlerinize uymuyor diye evlenmesine izin vermediğiniz o kişiyle şimdi evli ve mutlu değil mi? Belki önceden evlenseydi ne bu hastalık gelirdi başına ve belki çocuğu da olurdu;ama bunları konuşmanın da bir gereği yok artık. Ne gerek vardı bu baskıya? Ki o baskı uyguladığın koskoca akademisyen çıkmışken? Ve neredeyse tüm eğitim,öğrenim hayatı boyunca,iş hayatı dahil olmak üzere yaşamını yurtlarda yalnız başına geçen bir kıza bunu neden yaptınız? Çevrenizdekiler türlü hatalar yapma lüksüne sahipken neden o sevdiği erkekle beraber olamıyordu? Hastalanmasaydı yine de onunla evlenmesine izin vermeyecektin,değil mi?


Ben,hiç bilmediğim bir şehirde sizin bilmediğiniz bir yerde çalışarak, yaşayarak geçirdim kaç yılımı, saçma sapan bir sürü kaza geçirdim ,absürt bir ameliyat geçirdim ama yine de beni biraz iyi olunca yine yalnız başıma bıraktınız. Çünkü çelik gibi kızdım ben..Öyle mantıklıydım ki yanlış hiçbir şey yapmazdım;keşke yapsaydım . Ne arkadaşlarımı beğendin ne gezmemi istedin. Ben ,tıpkı senin eskiden olduğun gibi, evden işe ,işten eve örnek bir evlat gibi gidip geldim.Seninle kavgalarım hep bu yüzdendi ve sen hep bir şekilde galip geliyordun. Ve ben de sana itaat ettim,seni üzmek istemedim..Ne olacağını bilmediğim bir kariyerin peşinde koşturarak . Sahi ne oldu o kariyer? Beni hep kendine yeten biri olarak gördün biliyorum ama keşke zaman zaman başkalarına da ihtiyaç duymanın zayıflık anlamına gelmediğini görseydin. Belki bu kadar yalnız olmazdım. Başımın çaresine bakabilirim ama neden herhangi akraban hapşırsa bile ilk onların yanına koştun.
Bizim için babamı çektiğini sanıyordum yıllardır. Seni korumak istediğim o an geldiğinde ve işler kontrol dışına çıktığında bana sonrasında "belki sen eğer öyle davranmasaydın bunlar olmazdı" dedin ki ben bunu asla unutmayacağım..Sen boşanmak istemiyordun. Sen artık o dramayı seviyordun. Babamdan şikayet etmek,hayatından şikayet etmek,hiçbir zaman ulaşamayacaklarından dolayı üzülmek ve kızlarının zengin (burası önemli),önemli kişilerle evlenememiş olması (ki bu da bir başarı olacaktı) sıkıntısı ile hep bir üzüntü yaşadın.

Seni o kadar seviyorum ki . İnsanların sana hayran olmasını o kadar seviyorum ki belki de o yüzden insanlar beni de en az senin sevildiğin kadar sevsin istedim. Hayat bu şekilde işlemiyormuş. Sen herkes için koştururken aslında herkesin kendi hayatlarını ve kaderlerini yaşadığını görmek senin de canını sıkmıştır eminim. Mükemmel evlilik hayatını bu hale getirmek için o kadar uğraştın o kadar çabaladın ki şimdi elinde senden istese de kopamayacak ve sana muhtaç bir oğlan çocuğu kaldı.Babam ne kadar hayatı ,yaşamayı ,anı seven bir adamsa sen o kadar planlı,aristokrat ve gelenekçiydin. Mükemmel bir çift gerçekten de ..


Şimdi iki kızının da senden uzakta  kendince mutlu hayatları var.Senden,babamla yaşadığınız saçma dramadan uzakta hayatta kalma mücadelesi veriyorlar ve aslında sen hayatta nelere üzülmek,dert edinmek gerektiğini yeni görüyorsun.
Şimdilerde benimle sanki yeni tanışıyorsun. Hayata bakışım değişti, erkeklere bakışım değişti, paraya bakışım değişti, iş hayatına bakışım değişti. Bana kilom hakkında bile acımasız şeyler söylediğinde yada ne zaman kıyafetimle ilgili beni kendi yönteminle yetersiz,çirkin hissettirdiğinde  verdiğim tepkilerden anlıyorsun değiştiğimi. İşimle ilgili artık sadece başka planlarım olduğunu söylemem ve senin detayları bilememen , evliliği konuşmamam  bile seni gölgede bırakıyor biliyorum. Yeni gerçekliğe alışman zor . Seninki gibi yıllar süren bir depresyonu istemediğimi biliyorsun artık.

Yine de dikkat edersen seni hiç kırmıyorum,seni üzmemek için elimden geleni yapıyorum. Seni o kadar seviyorum ki ..Bir anne seçme hakkım yoktu ama seçme şansım olsaydı da yine seni seçerdim...Sen benim Jane Birkin'imsin..






Çok özeniyorum&nefret ediyorum




  • Çevresi geniş herkesle samimi olabilen ,olma becerisi gösteren tüm insanlar (ben mi çok yabaniyim nedir)
  • Rahatça flört edebilen kadınlardan ( bana deli gibi aşık olan adamla bile çok iyi ARKADAŞ oldum ya,mükemmelim,süperim,zirvedeyim bu konuda)
  • Rahatça kilo verebilen tüm kadınlardan (Allah belanızı versin diyorum ama hala bir şey yok)
  • Zrilyonkere (var mı böyle bir şey) ilişki yaşamış,türlü insanlara yavşamış,kalbi güneşte kalmış peynire dönenlerin, kafasında türlü hesaplarla ilişkiye başlayanların,gülümsemesinde bile taktik olanların hep (hep ama) düzgün insanlara denk gelmesi
  • Lens kullanabilen herkes (tamam bu benim beceriksizliğim ama gözüme bir şey girmesi hissi de ne bileyim..bırrr)
  • Bir konuda uzman olmasa bile bulunduğu ortamı etkisi altına alabilenler 
  • Maddi sıkıntı çekmeden yaşayanlar (aslında daha çok olmadığı halde fukara edebiyatı yapanlara gıcık oluyorum)
  • Kendi vücudu ile barışık olanlar (kimse göbeğimi görmemeli,karnımdaki yara izinden nefret ediyorum,popom küçülmüyor...) 
  • Fotoğraflarda hep objektif çıkanlar,yüzü güzel olanlar yada en azından gözükenler (şebelek, şaşkın bir sıfatım varmış gibi geliyor,hiçbir zaman şuh bir kadın ifadesine sahip olamadım;isterdim oysa ..alabildiğim en iyi iltifat "çok tatlısın" (!) )
  • Umarsızca içinden geldiği gibi  yaşayanlar (ya sonra pişman olursam diyerek öyle güzel şeyleri kaçırıyorum ve öyle farkında olmama rağmen tutuk kalıyorum ki...)
  • 1.60 'dan uzun olan tüm kadınlar ( Üstüne bir de topuklu ayakkabı giyenler var onlar Allahsız zaten)
  • Karşı cinsle açık açık konuşup istediğini/istemediğini söyleyebilenler 

5 Ağustos 2019 Pazartesi

Kendime notlar Vol.Bilmem kaç

Hayat yeni şeyleri öğretmeyi asla bırakmıyor. Ben arada sırada unutsam da tekrar tekrar karşıma çıkarıyor.


  1. Sözde ilgi gösterilerine,anlık heyecanlara önem verme. Önemli olan kesin davranışlardır. Davranışlarıyla kabalığını gösterenlere şans verme.
  2. Sana yedek oyuncu muamelesi gösterenlere prim verme
  3. Sürekli hak,adalet,namus gibi yüce değerlerden bahsedip en çok haksızlığı yapanlar.Kendisi zam şampiyonu olurken altındaki çalışana zam yaptırmayan müdürler, hükumeti eleştirirken en ala mobbingi yapanlar,her şeye muhalefet olurken kendisine soru sorulmasına tahammül edemeyenler, aile kavramından dem vurup kendi aralarında en pis karı kız muhabbetini yapanlar, karşılıksız sevgi isteyip "hani bana hani bana" diye sürekli etraftan isteyenlere sempati duyma .Hiçbir koşulda bu insanların sempati duyulacak bir tarafları yok!
  4.  İstemiyorsan istemiyorum de ..Kimsenin onayı için yaşamıyorsun.
  5. Kimseye gereğinden fazla bir şey anlatma ..
  6. Her şeye yorum yapma.Her şeye yorum yapan insanlara karşı şüpheli yaklaş..
  7. Bir iş bitmişse bitmiştir.sosyal hayatta,özel hayatta,iş hayatında..Zorlama!
  8. Gerçekten kafanda soru işareti varsa kimsenin hayatında olmak için uğraşma..
  9. Modernite görgüsüzlerini  boş vermeyi öğren..Sürekli sinirlenmek bir işe yaramaz.
  10. O görgüsüzlere bakıp anlık zevkler,değişik partnerler,farklı ilişkiler, sözde elit yaşam, eğlenceler arada ilgini çekiyor olabilir (hatta denedin bile) ama kendine dürüst olmayı öğrendin; bunları istemiyorsun..

"SAKIN EVLENME.."

Bana mı öyle geliyor yoksa ben bu cümleyi sıkça duymaya mı başladım?!

-SAKIN EVLENME...
-HİÇ GEREĞİ YOKMUŞ..
-AMAAAN NE UĞRAŞACAKSIN..
-BAK BENDEN SANA TAVSİYE...
-AYY SEN NE RAHATSIN YAAA,ÜFFF BEKARLIK GİBİ VAR MI AAAAĞBİ!!
-SANA EVLENMEYİ YASAKLIYORUM HİHİHİ


....
-İYİ DE BEN ZATEN EVLENMEK İSTEMİYORUM Kİ! 

Benzeri türevleri cümleleri duyduğumdan beri sormamak için dilimi ısırdığım bir soru var:

E abi siz koştur koştur niye evlendiniz??

Yaşınız gelmişti (ne demekse?), aşıktınız (hayır sadece hormonlarınız çoşmuştu), çocuk istiyordun (kendi sorumluluğunu bile alamıyorken!), farklı bir hayat istedin (bunu kendin de yaratabilecekken), aileden uzaklaşmak istedin (yeni bir aile kurmanın sorumluluğu ne demek anlamadan), hayatta boşluğa düştünüz (o evde yalnız başına kalmak çok sıkıcı bunaltıcı ama bir ses olsun diye evlilik ne derece doğru; hele ki bir süre sonra o ses de kaybolacaksa ve sadece evde dolanan bir cisim olacaksa)....

Muhabbet edebileceğim birini istiyorum, kendimde olduğunu dahi bilmediğim yönlerimi keşfetmeme yardım edecek birini istiyorum, pes ettiğimde beni tutup ayağa kaldıracak birisini, yatağa girdiğimde sarılmak istediğim birisini , mutsuz olduğumu anlayabilecek birisini , insanlarla iletişim kurmama yardım edebilecek birisini, sürekli öpmek isteyeceğim birisini, o hastayken bakmaktan imtina etmeyeceğim birisini, dinlemekten zevk alacağım,güvenebileceğim birisi...Çok yakın bir arkadaş istiyorum ve bu erkeğin adı illa KOCAM olmak zorunda değil ki!!

O insanla bir "aile kurmak" istersem evlenirim. Aynı evde bir erkekle yaşayıp,resmi sevişme belgesi almak için değil..

Tabi ki bunların hiçbirini suratlarına söyleyemiyorum :/  Feminist (!) arkadaşlarım tarafından aforoz edilme riski var. Ancak bu büyük komediyi görmem için çok yardımcı oluyorlar..

9 Temmuz 2019 Salı

Yaş 35

Yaş 35 oldu..Neler oldu bu yıl neler demek isterdim ama çok da birşey olmadı :) 

Sigarayı bıraktım bak ;bu güzeldi.. Spora başladım ve sabahın köründe uyanıyorum..Göz kenarı kırışıklıklarım başlamış gibi gibi;gıcık oldum azıcık.O kolajen hapları işe yaramıyor mu ne?!!.. Evim düzenli,temiz..

Düzgün zam vermedikleri için işçim benden yüksek alıyor ama yapacak bir
şey yok;şimdilik bu şekil çalışmaya devam.Sanırım hayatımın sonuna kadar tutumlu olarak yaşamak zorunlu olacak..

Bu sene beni en çok sıkan yakın 3 iş arkadaşımın ,ne kadar çalışkan olsalar da, işten çıkartılmış olmalarıydı... Düzgün iş yapmanın hiçbir anlamı kalmamış ;yada hiç yoktu..O yüzden sadece tutunmaya çalışıyorum..Geçen yıldan bu yana "kimse sana karşı değil herkes kendinden yana" demiştim..İnsanların zor zamanında yanında oldum ,aradım sordum ,ilgilendim..Şimdi onların arasından iyi olanlar buna cevap veriyorlar..Bunu görmek de güzel oldu..Uzaklardan çok eski bir kalp kırıklığı, hiç tanıyamadığım bir insan ve belki de ilk aşkımın doğum günü tebriği geldi her yıl olduğu gibi..Hiçbir şey konuşmasak (konuşamasak da artık) da her yıl birbirimizin doğum gününü kutlama rutini yerleşti artık..Bazı insanlar konusunda hata yapmış olabilirim ama bazıları konusunda iyi ki zorlamışım ve vazgeçmemişim diyorum kendime..

Yeni bir dil öğrenmeye başladım;şimdilik çok da iyi gitmiyor ama bakalım..Ticaret alanında,işletme konularında eğitimler alıyorum;çünkü neden olmasın:)

Hayatta kendimi fazla tokatlamamak gerektiğini öğrendim. Ailemi çok sevsem de ne kadar ayrı hayatlara sahip olduğumuzu gördüm;belki de çocukluğumdan beri öyleydik..O nedenle hayatımla ilgili plan ve kararlarda artık çok da onları müdahil etmiyorum..

Bu sene içerisinde bu yaşıma kadar yapmadığım bazı şeyleri de denemek istiyorum artık..Daha fazla kitap okumak, sporu sürekli yapmak, belki yeni bir iş arayışı belki de...

Zaman zaman kendimi çok yalnız ve üzgün hissetsem de şükrediyorum..Umarım bu sene güzel bir ilişkim de olur..Çok istiyorum..Kendimle ilgili yeni şeyler öğrenmemi sağlayacak,sınırlarımı zorlayacak, alanımın dışına çıkmamı sağlayacak bir deneyim..

35 ten sonra karşıma çıkan her olasılık için "neden olmasın" diyorum..

15 Nisan 2019 Pazartesi

Champix günlüğü

Sürekli  buraya yazım durdum.Her yılbaşı,doğum günü hedefiydi "sigarayı bırakmak".

Sorun şu ki;ben sigara içmeyi hep sevdim ve bir yandan da nefret ettim.Sürekli kavga ettiğin,hiçbir ortak yönünün bulunmadığı hatta şiddet gördüğün halde bırakamadığın bir sevgili gibiydi benim için. Bir sigaraya bu kadar anlam yüklenir mi;evet yüklenir.Hele de 10 yılı aşkın zevkle içiyorsanız. Kahvaltıdan önce,kahvaltı sonrası çay ile,öğle yemeği sonrası,kahve keyfi yaparken,müzik dinlerken,film izlerken,işletmede sinirli iken  yada hiçbir sebep yokken içebilirsin.Her zaman yanımda,her zaman hazır.

Son birkaç yıldır ise aramıza bir soğukluk girdi.Ablamın hastalığı,benim ameliyatım derken hep kafamda aynı soru işareti.Acaba sigara yüzünden olmuş olabilir mi? Açıkçası beni kanser yapması çok da umurumda değil.Çünkü sigara içmeyen bütün akrabalarım kanser oldu ama 25 yıl aralıksız sigara içen babaannem yaşlılıktan öldü! Bunun sigara ile direkt bağlantısı yok;olsa bile gördüğüm örneklerde yok. Ancak konu bu da değil.

Ben artık sabah servisinde sigara içip binen insanlar gibi kokmak istemiyorum
Dişlerim bembeyaz olsun istiyorum
Spor yaptığımda sonuç görmek istiyorum (evet zayıflayamama sebebim de bu)
Param zaten az ;bir de her ay 330-350 TL buna para vermek istemiyorum
O kadar yaptığım cilt bakımı bir işe yarasın istiyorum
Sabah kalktığımda dayak yemiş gibi hissetmek istemiyorum
Geçen aylarda gittiğim bir eğitimde öğrendim ki ben bu zıkkımı içerken bir yandan da radyasyon alıyormuşum (Po210)..Birden bire bir tiksinme geldi.bu duygu hoşuma gitti çünkü nasıl kola içmeyi de bir tiksinme duygusu ile bıraktıysam bunu da öyle bırakacaktım.
Yatağım güzel koksun istiyorum,sigara kokum yastığa sinsin istemiyorum
Sigaranın verdiği geçici tokluk hissi yüzünden gece yarısı acıkmak istemiyorum.
Hava alanında beklerken sigara içmek için o küçük kafese girmek istemiyorum.
Bizimkiler evdeyken uyusunlar da bir tane içeyim demek istemiyorum (istemediğim halde alışkanlıktan içmek dahi istemiyorum).
Sigarayı bırakmak 2019 yılında başladığım  hareketin en büyük adımı olacak. Belki de uzun zamandır kendimle ilgili gurur duyduğum ilk eylem olacak.
Hayat kalitem bu nedenlerle daha fazla düşsün istemiyorum.

....
İşte bu nedenlerle daha önce kendimce başarısız olduğum bırakma denemelerinden sonra  champix i araştırıp almaya karar verdim.İlaç galiba sigara fiyatları ile orantılı çünkü bir aylık sigara parasını veriyorsunuz:/  (hiç surat yapma kızım sen bu parayı veriyorsun aslında)

İlk 4 gün: Sakinleştirme dışında bir etkisi olmadı,4.gün yemekten sonra sigara içme isteği olmadığı gibi yürüdüm . İlk üç gün biraz depresifleştim ama ilaç yüzünden olabileceğini bildiğim için çabuk toparladım.Dördüncü gün rüyanın etkisi muhteşemdi:)
 5.gün: 1 mg lık tabletlere geçme ile mide bulantısı ve ağrısı başladı.Hoş değil. Sigaraya devam .eski tadı yok ama içiyorum.Bir ara ciddi bir ağrı saplandı başıma.Biraz da bulantım oldu ama sonra geçiyor.
9.gün: Sigarayı bırakma için belirlediğim gündü ama bırakmadım.sigara sadece daha tatsız.Anladım ki sadece sigara içmeyi tetikleyen semptomları geçiriyor.Daha sakin bir insan oluyorsunuz.Depresyonda olanlar içmesin denmiş ama bana iyi geldi :) Çok sakinim. Tüm günü annemle dışarıda geçirmeme rağmen sigara içecek kuytu köşe aramadım
14.gün: Sigara içmeye devam ediyorum. Hafta sonu  içtiğim sigara canıma okudu.Fazla içmediğim halde paket paket bitirdiğim zamanlardaki gibi hissettim.Sigaranın tadı yok ;istemsizce azaldı. Şu an tamamen alışkanlık.İstek de yok çünkü. Spora devam ediyorum.Nefesim açılmaya başladı.Artık paket almayacağım.Toplamda 1,5 ayım daha var.Mide ağrıları dışında bir sorun yok.Rüyalar eğlenceli.bu günlüğün bana yardımcı olacağını düşünüyorum.Haftalar devam ettikçe güncellerim...
16. gün: Sabah içilen iki sigara da yarıda söndürüldü.Midem bulandı.Toplam 5 gündür boğazımda olan yumru bugün geçmiş gibi.
18.gün: Paket almadım.Bir arkadaşımdan bir de ustamdan sigara aldım.Tamamen içme alışkanlığı.İçemedim.Ciddi anlamda midem bulandı. Yemekten sonra içilince gelen o güzel baş dönmesi yok artık.sadece zift ve katran kokusu var.Gerçekten ne kadar iğrenç birşey içtiğimi anlamaya başlıyor gibiyim.Bir de sigara istediğimde bu tad aklıma geliyor.İstemsizce midem kalkıyor sanki.
25.gün: Arkadaşlarım işten çıkartılınca bir paket aldım ama içerken keyif almadım bile.
28.gün sonrasında ilk paket bitmiş ve ikinci pakete başlamamın 6.günündeyim ;hala sigara içmedim.Uzun zaman sonra ramazanda oruç tutuyorum ve sigara aramıyorum. En çok ailem sevindi tabi bu duruma. Cildimin rengi şimdiden düzelmeye başladı.Hala çok fazla su içiyorum çünkü içim kurumuş gibi geliyor ve hala yutkunma zorluğu var. İlacı içince keskin bir mide bulantısı da devam ediyor.
İlk paket bittikten sonraki ikinci paketi de bitirdim.Arada sigara içme isteği gelse de içmiyorum hatta kokusu bile bana birşey ifade etmiyor. Cildimdeki düzelme gözle görülür şekilde arttı.Depresifliğim azaldı.Daha sakin düşünebiliyorum.Her şeyin sigara ile bir ilgisi var mıydı diye düşünmüyor değilim. umarım bir daha içmem.
#BIRAKABİLİRSİN :)




14 Şubat 2019 Perşembe

14.02.2019

Küçük zaferler ardından eski döngüye düşmek en büyük kabusum. Değişmeyenleri görmek , herkesin hayatında bir şeyler azalıp artarken kendimi yerinde sayıyormuş gibi hissetmenin verdiği mağduriyet. Ne kadar güçlü olmaya çalışsam da yada en azında dik duruş göstersem de arkamdan birilerinin bana güldüğü yada daha kötüsü acıdığı hissinin ensemi buz etmesi tahammül edilemez.


Bir kopma olacak bu belli.Nasıl,ne zaman yada nelerden vazgeçerek bilmiyorum. 30 lu yaşlardan sonra zor geliyor onu biliyorum.Yoksa niye hala olmayacak şeyler için debelenmeyi bırakmadım. Kol gibi kredi borcum varken işten ayrılamam. Daha da kötüsü işe olan inancıma bir şeyler oldu. O kadar çalışma karşılığında "hani hiç mi iyi bir şey olmaz" dediğim noktadayım. Böyle öğretilmemişti oysa ki. Çok çalışırsan,emek verirsen,sebat edersen başarılı olacaktın. Hiç de öyle değil. Sorumluluk almayan,çalışmayan , -mış gibi yapan çoğu kişi ünvan,makam,para sahibi ..Her şey bir kenara "saygı duyulan" kişiler.. Ben mi yanlış yetiştirildim?  İçimde bir kırgınlık var. Depresyon değil bu;biliyorum. Kendimle ilgili kötü hissetme durumu değil. Bana yalan söylenmiş gibi hissediyorum. Kandırılmak gibi.

Sadece iş değil hayatın her alanında öyle sanki. Bağıra bağıra doğruları söylesem de ailem bile beni ciddiye almıyor.Belki bir tek ablam. Sanki beni bir tek o dinliyor.Duvara konuşmaktan farksız. Bunu fark etmemin nedeni de şimdilerde sesimin çıkmaya başlaması.Ben hep söz dinleyen bir kızdım. Karşılaştıkları bu yeni kıza alışkın değiller. Soru soran,hayır diyen,aynı düşüncede olmayan bu aykırı otu itti onları.Kendi doğrularına saygı duyuyorum ama benim hayatımı BENİM yaşadığımı unutuyor gibiler.Kızamıyorum da ;aramda 30 yaş bulunan insanlara nasıl kızayım. şimdi doğurmuş olsaydım benim çocuğumla aramda 34 yaş fark olacak...

Dedim ya hayatın her alanında bir kırgınlık var. Güzel şeyler,iyi insanlar beni bulmalıydı;olmadı.Niye olmadı diye sormaktan kendimi alamıyorum. İlk önce suçu kendimde aradım.Sonra değiştirdim huylarımı ama belki de algıda seçiciliktir hala (bana göre" hiç hak etmeyenlerin mutluluğunu ve başarılarını görmek kıskançlıktan öte bir hissiyat yarattı.Daha kötüsü de buydu zaten.

Elbette düzelirim.Elbette uzun bir "boşver" diyerek ne yapmaya çalışıyorsam devam ederim. Ancak şimdi anlıyorum ki o kırgınlık duygusu geçmez. Belli bir şekilde somut bir kazanım olmadığı müddetçe ,herhangi bir alanda herhangi bir şekilde, o duygu mıh gibi kalacak.

24 Ocak 2019 Perşembe

Perma

Pırasa saçlarım beş yıl sonra yine perma gördü..Baya baya aşağıdaki hatuna benzedim (kadına değil kadına değil,saçlara bak sen...)




O değil de uzun saçtan sonra küt saç için kullanım zormuş :/

İç ses: Hissettiğim ise tam olarak ahanda böyle bişi


15 Ocak 2019 Salı

Meslek sahibi 30 yaş üstü BEKAR kadın(lar)

Neden mi büyük harflerle yazdım? Çünkü hangi alanda,nasıl zorluklarla nelerden vazgeçerek (yada erteleyerek), sürekli bir sebatla başarılı olduğunun bir önemi yoktur. Sen sadece ve sadece BEKARsındır...

Çeşitli şekillerde yıl içinde karşıma çıkan iki erkek de bana bu şekilde yaklaştı (yada bahtsızlık). Genel bakış açısı anladığım kadarı ile şöyle.Eğer meslek sahibi (dışarıdan iyi görünen ama içi hiiiç öyle olmayan bir ünvanın varsa hele) biri isen,biraz para yada mülk varsa sende ve HALA(?!) BEKARSAN sen güzelim "yolunacak kaz" , "umutsuz kız kurusu" ,"seni seviyorum a atm kartını çıkaracak" kişisin...Ciddi ciddi böyle olduğunu sanıyorlar . Çünkü artık umutsuz yaşlardasın ve eline geçen fırsatı (pipi sahibi iki ayaklı herhangi birisi) kaçırmaman gerekiyor.

Tamam ben de taştan değilim ,çok sevdiğim hormonlarım var ama sırf bu nedenle "aman elimden kaçmasın" yada "kapaklanacak" erkek aramıyorum ki! Ama erkekleri çok iyi anladım ,cidden üzüldüm durumlarına... düşün ki sırf (meblağ yada taşınmaz önemli değil) maddiyat var diye seninle beraber olmak istiyor ve belli ki yolunacak biri olarak görülüyorsun;ne acı ya!  Sanıyorlar ki aç susuz bir erkek haşmetli asası ile karşıma dikilsin (töbe) istiyorum..Birkaç güzel söz ,el tutuşma yada seks için bunca yıldır besleyip büyüttüğüm karakterimi dolaba kitlerim..(nah yaparım bak bu kadar da büyük konuşuyorum.Gider ne yaşamak istersem güveneceğimi bildiğim bir adamla yaşarım da o sahneleri yaşamam/yaşatmam yalandan)

Sürekli aman ben de şöyle kötüyüm,şöyle kibirliyim ,bencilim diye kendi kendimi boşuna yemişim..Saf demeyelim de inadına naiflik yanlısıyım..

Peki diğer alternatif senaryo; hayatta her şey karşılıklı ve bir şekilde kimisi için (benim için olmadığı gerçek) bu tip ilişki (?) kabul edilebilir belki de ;kimisi için en sağlıklı yöntem hatta çünkü istekler belli (alışveriş şartları konuşulmasa da belirlenmiş) .Amaaaa bunun içine "seni seviyorum" u karıştırmayın işte!! Yukarıda saydığım her şeyi yapsam bile bana beni sevdiğini söyleme mesela..Çünkü sevmek naiflik, dürüstlük, olgunluk,anlayış,tutku,korku....

Kıssadan hisse:Orospu ruhlu erkekler bi düşün yakamdan!